.

AD BANNER

Asiyenin Ahmet

 


26 Kasım 2011, 13:50 

Toplumu oluşturan insanlar bir bütünmüş gibi gelir bizlere. Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin der geçeriz. İnsanlar sağ iken farkına bile varmayız çoğu zaman. Ama kaybettiğimiz zaman yokluğunu hissederiz. 

Bizim köyde yaşayan insanlar için de aynı şey geçerli değil mi? Sık sık gördüğümüz için birlikte yaşlandığımızın farkına bile varmayız. Bir gün öldüğünü duyar üzülürüz. Allah’tan rahmet dileriz. İşin gerçeği farklı farklı hikayelerin yaşandığı bir yaşam daha bitmiştir… 

Her insanın ailesiyle, eşiyle dostuyla farklı bir dünyası var elbette. 

Ahmet Sarı, daha çok bilinen ve kendisiyle bütünleşmiş adıyla Asiyenin Ahmet; ben onu ne zaman görsem güler yüzlü görmüşümdür. Şu anda gözümün önündeki hayali de gözlerinin içine kadar gülen bir güler yüzdür. 

60 ve 70’li yıllarda Almanya’ya gitmeler başladığında Asiyenin Ahmet de Fransa’ya gitmiş, orada yıllarca çalışmıştı. Sonra yurda kesin dönüş yaptı. O yıllardan hatırladığım bu Almancıların çocuklarına getirdikleri muhteşem oyuncaklar, güzel güzel giysilerdi. Ne imrendirirdi bizleri. 

Sonrası. 

Sonrasını hatırlıyorum, Asiyenin Ahmet de köyde mütevazı bir hayat sürmeye başladı. Kimseye bir kötülüğü dokunmaz, kimsenin etlisine, sütlüsüne fazla karışmazdı. Bizim ev camiye yakın olduğundan camiye gelip giderken görürdüm. Gördüğümde de hal-hatır sormadan, konuşmadan geçmezdi. Köyün alt taraflarındaki “Sellektör” dediğimiz binanın oradan ne zaman geçseniz orada birkaç kişiyle şakalaşır, gülüşür görürdünüz onu... 

Bir gün duyduk ki Asiyenin Ahmet kaza geçirmiş ve vefat etmiş. Üzüldük tabii. 

O ve diğer vefat edenlerimizin tümüne Allah'tan rahmet dilerim. Mekânları cennet olsun.

 

Suat ZOBU

 

.