.

AD BANNER

MAHMUT DAYI, HALİL ENİŞTEM, AĞABEYİM


Mahmut Dayı vardı.
Bizim köyde biz kendimizden büyüklere “Dayı” derdik. Ona da “Mahmut Dayı” diyorduk haliyle. Asıl adı Mahmut Koçak.

Varlıklı biriydi.
Güler yüzlüydü. Şakacıydı. Ceketi omuzunda, başında şapkası herkesle barışık gezerdi..
Halil Eniştem vardı. Satı Teyzemin kocası. Halil Bıyık. Halil Ağa denilmesinden çok zevk alırdı. Ağabeyim Burhan Zobu'nun kulakları çınlasın. Burhan Ağabeyim çok takılırdı ona. Birbirlerini çok severlerdi. Mahmut Dayıyla da iyi anlaşırdı Ağabeyim. Ağabeyim Halil Eniştemin damarını iyi bilirdi. Eniştem nelerden hoşlanır, nasıl pohpohlanır bilirdi. Eniştem övünmeyi, övülmeyi çok severdi. “Enişte göğsün çok kabarıyor, gene cüzdan dolu herhalde” derdi Ağabeyim.
Yeleğinin yada ceketinin iç göğüs cebine koyduğu cüzdanını dışarıdan yoklayıp okşayarak:
- Eh işte, epeyce var eniştenin, derdi. Ağabeyimin ısrarla “Enişte ver de bi bakayım” demelerine nazlanır, vermezdi cüzdanı. Bazen zorla alırdı Ağabeyim. Gerçekten doluysa fazla nazlanmaz, boşsa çok nazlanır, vermek istemezdi..
Genellikle de cüzdanda fazla bir şey olmazdı aslında. Öyle durumda Eniştem altta kalır mı "Eniştenin tam da boşalmış zamanına denk geldin. Dün görecektin ki a. k. !!" derdi gülerek.
Kel Nori’nin tandırının üst çaprazında rahmetli Halil Eniştem, Mahmut Dayı falan Suylan manzarasına doğru otururlar şakalaşırlardı. Sırma Abılam rahmetli de olurdu bazen, bazen de rahmetli Ali Ağa. Bazı bazı Ağabeyim de katılırdı onlara, başkaları da olurdu çoğu kez. Bazen de ev oturmalarında buluşurlardı akşamları falan.
Hele kışın.
Gürül gürül yanan sobanın başında Güllevik suyundan demlenmiş çaylar içilirken Halil Eniştem lafı döndürür dolaştırır o sene olabilecek gelirine getirirdi. “Eniştenin bu sene ekinler falan ne kadar çıkar, ne kadar para eder acaba..?” derdi.
Ağabeyim başlardı hesap yapmaya “Ekinden şu kadar, pirinçten şu kadar, ayçiçeğinden bu kadar gelirin olur Enişte, mercimekten de şu gelirse..”
Halil Eniştemin yıllık gelirinin en az 4 katı bir hesap.  Eniştemin ağzı kulaklarında. Bu hesapla köşeyi döndürüyor Ağabeyim resmen. Mahmut Dayı da kıs kıs gülüyor bıyık altından. “Vay yavrum vay, Halil bu kadar parayı nereye koyacaksın Alla'sen” diyor..
Halil Eniştem çok mutlu:
- Yok canım o kadar olmaz, derdi istemeye istemeye.
Sonra Ağabeyim başlar geri hesap yapmaya. 
“Hadi yağmur yağmadı diyelim; ekinlerden şu kadar eksik çıktı, aydınlardan şu kadar eksik..” İçi "cızz" der, hemen müdahale ederdi Halil Eniştem “Valla çok kestin eniştenin a. k.” derdi. Sanki kazanılmış, harmana getirilip yığılmış da oradan kesiyor.
Mahmut Dayı duramaz “Lan Dünür, valla bu Burhan'ın hiç insafı yok yav. Bak nasıl fazla fazla kesiyor” derdi gülerek.. O da tasdik ederdi.. Gülüşürlerdi.. "Eniştenin hele bi daha hesapla hele..! Aman gözünü seveyim bir yerde bir yanlışlık olmasın..!"
Halil Eniştem 1993 Yılı Kasım Ayı falan, küt gitti kalpten. Mahmut Dayı da ona yakın.
Hey gidi günler heyy.
Ölenlerimize Allah’tan rahmet dilerim. Mekanları cennet olsun.. 
Hayatta olanlara da sağlıklı mutlu ömürler dilerim..

Suat Zobu


Yerliköy Facebook Google İskilip Çorum
.