.

AD BANNER

Türk Ali - Cüggüt Abıla

Bizim çocukluğumuzda köyümüz çok yoksuldu. Aklımın kıt kanaat erdiği dönemleri hayal meyal hatırlıyorum da evlerin çoğu toprak damlıydı. Kağnılar vardı. Sonra tek tük traktörler gelmeye başladı.

Büyüklerimiz arasında okur-yazar olanlar yok denecek kadar azdı. Babam rahmetli askerde Ali Okulu’na gitmiş ama pek okuyamazdı, birazcık hecelerdi. Bizden bir tek Mehmet Amcam (Mehmet Zobu) okuma yazma bilirdi.
Eee, okuma yazma bilmeyince bizlerin doğum tarihini de kimse yazmamış bir tarafa, ne zaman doğduğumuzu bilmiyoruz yani.
Bizim köyde benim hatırlayabildiğim en eski olay rahmetli Türk Ali denilen kişinin ölümü. Teneşirde yatarken gördüğümü hatırlıyorum kıt kanaat.
Ali Çakal, nam-ı diğer Türk Ali.
Oğlu Halim’e mesajla sordum “Baban kaç yılında vefat etmiş arkadaş” diye. 1963 Yılında vefat etmiş. Ben 3-3,5 yaşındaymışım demek ki.
 Türk Ali; yok-yoksulluk içerisinde biten bir yaşam. Arkasında bir resim bile bırakmadan bitip giden bir öykü. Kimi kimsesi, hiç akrabası olmayan, gariban mı gariban biriymiş Türk Ali. Komşuluğu iyiymiş, kimseyi gücendirmezmiş.
Sabah tarlaya gidiyor, öğleye cenazesi geliyor köye. Rahmetli Şaban Yakut’la oğlu Ali Yakut’ta varmış yanında.
Yoksulluğun ortasında 3 erkek, 2 kız çocuğuyla kalakalıyor hanımı. Gerçek ismini çok kişi bilmez. Sanırım Hatice idi. Cüggüt Abıla derdik hanımına, aslen Çayköy’lüydü. Kızları Hadime benim Satı Ablamla sütkardeşlermiş. Biz onu da Abla bildik hep, o da bizi kardeş. Nerede karşılaşsam “Abla” der Satı Ablamın saygınlığında öperim ellerini.
Evleri İskilip tarafından gelince köyün hemen girişindeydi.
Cüggüt Abıla’nın yoksullukla mücadelesini hatırlarım mekanı cennet olsun. Çok iyi bir insandı. Sonra küçükler büyüdü, herkes bir tarafa dağıldı.
Çok insanlar geldi geçti köyümüzden. Ve herkesin ayrı hikâyesi var..
Vefat etmiş olanlara Allah’tan rahmet, hayatta olanlara sağlıklı ve mutlu ömürler dilerim.


Suat Zobu


.