Ey Ihvanım
İSİMSİZ KAHRAMAN
Bizim Yerliköy..
Akıla düşünce Babayla Ana,Kalbimiz çarpıyor sıladan yana,Yolumuz üstünde Saray, Toyhana,Uzaktan görünür bizim Yerliköy...Cemreler düşerken başlar birinden,Toprağı uyanır oynar yerinden,Çiğdemi çiçeği biter derinden,Mis koku sürünür bizim Yerliköy...Karakış geçince inceden ince,Güneş ısıtarak yüze gülünce,Nisandan Mayısa bahar gelince,Yeşile bürünür bizim Yerliköy...Türbe tepesinden bir Güneş doğar,Doğar da ovayı ışığa boğar,Hava bulutlanır Asma'ya ağar,Yağmurda arınır bizim Yerliköy...Yerliköy dediğin incidir inci,Buğdayı arpası hele pirinci,Köylerin içinde kesin birinci,Ülkemde barınır bizim Yerliköy,.İpek Efendime bin selam olsun,Olsun da içimiz sevgiyle dolsun,Çoluk çocuğumuz mutluluk bulsun,Huzura sarınır bizim Yerliköy...Suat Zobu.
NEYİNİ SEVEM..
Hasan ŞEN ŞİİRİ: ÇORUM PROJESİ
1996 Yılında Başbakanın (Rahmetli Erbakan) Çoruma gelmesi nedeniyle okuduğu bir şiir.
|
Dürüst çalışmaktır, tek sermayemiz.
|
ÇORUM projesi gerçekleşiyor.
|
Helal kazanmaktır bizim gayemiz,
|
ÇORUM projesi gerçekleşiyor.
|
Muhtarlık Seçimi
“PEKİ ANAM, PEKİ BACIM.”
Gobeller
siz bilmezsiniz de..
Bu anlatacaklarımı ben de bilmiyorum işin açığı.. Rahmetli Abdurrahman Amcamın, Rahmetli Mehmet Amcamın anlatımından alıyorum buraya.
Eskiden
dağa oduna, ağaç kesmeye giderlermiş. Bizim çocukluğumuzda yoktu bu.
Dorukseki’nin daha yukarılarına, Çerkeş’in, Akpınar'ın hizalarına kadar
giderlermiş. Kağnıyla ne getirebilirlerse işte.
Dedem
rahmetli iki kağnıyla gitmiş. Yanında daha tıfıl çocuk olan Abdurrahman
Amcam var. Yol arkadaşı olarak da Coruk’la gubaşmışlar.
Sabah
tanyeri ağarırken çıkıyorlar, öğleden sonra ancak varıyorlar. Kağnı bile olsa
belli bir yerden öteye gitmiyor. Yol yok, iz yok ormanda. Kağnının ulaşabildiği
yere kadar kestiklerini taşıyacaklar, gece de orada kalarak bir iki günde yükü
hazırlayacaklar, gene erkenden yola çıkacaklar ki akşama köye kavuşabilsinler.
Çünkü dolu yükle köye dönmek daha da zor.
Dere-tepe,
taş-kaya başlıyorlar kesmeye. Dedem kesiyor, Abdurrahman Amcam elinden
geldiğince yardım ediyor. Coruk biraz aralıklı çalışıyor. Orman dediğin dere
tepe. Düz bir yer değil ki verep mi verep. Derken Dedem Rahmetli dengesini
kaybedip düşüyor. Kafasını bir taşa çarpıyor. Elini atıyor al kan. “Abd’aman,
yetiş Abd’aman” diyor feryat figan (Dedem Abd’aman derdi). Amcam koşuyor
çaresiz..
-
Oğlum bak bakalım kafama ‘Kırık mı, yarık mı, delik mi..?’
Ne
desin Amcam, aklı başından gidiyor, ufacık çocuk.
-
Delik, diyor.
Dedem
başlıyor ağıda, “Eyvah ocağım söndü, eyvah çocuklarım yetim kaldı, eyvahlar
olsun bittim beeennn…Beş tane yetimim aralarda kalacaaakkk!!"
-
Çabuk Coruğu çağır gelsin, beni evime yetiştirin evimde öleyim bari,
çabuukkk..!!
Amcam koşup çağırıyor Coruğu. Coruk bakıyor yaraya biraz kanamış. Kanı siliyor, “Lan Osman bunda bi şey yok, sadece azıcık yüzülmüş” diyor. Kafayı sarıyorlar mendille.
Başlıyor
Dedem duaya “Şükürler olsun Yarabbim beni çocuklarıma bağışladın, şükürler
olsun Allah'ım ölümden döndürdün, Yarabbi şükürler olsunnn..!”
Dedemin
keyfi kaçıyor bir kere.
Yarım
yamalak yükü tamamlıyorlar, düşüyorlar yola.
Dorukseki’nin
oralarda daha önceden kağnıların geçerek kestirme yol haline getirdiği bir
tarlaya giriyorlar ki nereden çıktığını anlamadıkları bir kadın peyda oluyor.
Cadı mı cadı, cazgır mı cazgır.. Düşman başına..
Dikiliyor
kağnıların önüne. “Ağzına sıçtığımın köpekleri burası yol muuu? Buradan geçe
geçe tarlamı yol yaptınızzz. Ekinimi saçgımı mahvettinizzz..!”. “Dönün geri,
diyor, dönün ya değilse ağzınıza sıçarım, dönün yoldan gidinnn”
-
Peki anam, peki bacım, diyor Dedem. Dönüp yoldan geçiyorlar biraz dolambaçlı da
olsa.
“Peki
anam, peki bacım, peki anam, peki bacım.” Dilinde tekerleme köye geliyorlar.
Yeter Ebem rahmetli karşılıyor başı sarılı, perperişan Dedemi. “N'oldu herif,
ne bu halin, hele bi sakin ol” diyor.
“Peki
anam, peki bacım.” diyor da başka bir şey demiyor.
“Peki anam, peki bacım.”
Mekanları cennet olsun..
Suat Zobu
.
SÖZLÜK:
Tıfıl:
Küçük
Gubaşmak:
İşbirliği yapmak, beraber hareket etmek
Verep:
Yokuş, eğimli arazi
Cazgır:
Çok konuşan, susmayan
Saçgı:
Ekilmiş ürün, ekenek
.