Sizler
belki bilmezsiniz de Pine vardı. Komik adamdı. Erkeklerin toplandığı “Köyün
İçi” denilen yerde anlattıklarını ağzımız açık dinlerdik. Kendine has bir
konuşması ve ses tonu vardı. "Yani bana bak ......." diye başlar,
bizleri kırıp geçirirdi gülmekten.
Şimdi-şimdi
düşünüyorum da epey de partal atıyormuş hani. Gerçi anlattıklarına biraz partal
karıştırmasa, biraz abartmasa hoşumuza gitmezdi belki de…
*
Şekir
Dayı vardı. Bulgaristan göçmeni. Dili hala tam düzelmemiş. Caminin dibinde kendine
has konuşmasıyla ağzına baktırırdı..
Köy
önündeki bahçesine giren eşeklerden çektiğini hiçbir şeyden çekmemişti.
Hele
hele herkesin bahçesinde olmayıp da yalnızca onunkinde olanlar için giren iki
ayaklı eşeklerden. 😊
“Sabah
sabah eğer sevap kazanmak istersen bahçelere gidip eşek çıkaracaksın” der de
başka şey demezdi. Bir de ben “Onu bilir, onu söylerim” derdi.
*
Torrik
vardı. Hep bir yerlerden gelecek yüklüce bir paranın hayaliyle yaşar
"Geliyo TIRINAN geliyo" derdi. O para gelince saray gibi bir ev
yaptıracağından tek odalı bir kulübede ömrünü geçirdi. Gereksiz masraf etmenin
ne anlamı vardı !!
Gelmedi.
O
lanet olası TIR da gelmedi, o para da.
Hoş
bu saatten sonra da gelmez ya!.. Gelse de neye yarar ki? Torrik de vefat etmiş.
Allah rahmet eylesin.
*
Bir
de Hediye Bibi vardı tabii. Köyde yapılan düğünlerin vazgeçilmeziydi. Kadınlar
bölümünde def çalar, türkü söyler, erkek kılığına girer, türlü
"TİYATORA"lar yapardı.
[Küçükken
biz de girerdik kadınlar bölümüne. Sonra sonra almadılar tabii :) Nedenini hala
çözebilmiş değilim.. 😊 ].
Hediye
Bibi özünde iyi bir insandı elbette. Ama hepimiz biraz tırsardık ondan..
Evlerimiz
bitişikti. Bizim bahçemize göre aşağı yukarı 2 metrelik kot farkıyla daha
aşağıda olan bahçesini, sınır oluşturan akçalıların arasından bazen izlerdik.
Yüksek duvarlarla çevrili bir avlunun ortasındaki evi bize gizemli gelirdi.
İçini merak ederdik. Bizim köyde içini hiç görmediğim nadir evlerden biriydi. Köyün
değişmez bekçisi Arifin Ali kocasıydı. Başka köyden gelmiş bizim köye yerleşmiş.
Hediye Bibiyle evlenmişler. Sanırım Hediye Bibi’nin ikinci kocasıydı. Çok
fakirlerdi.
Sonraları
köyün alt taraflarına, Tekke Çayı'nın kenarına, muhacirlerin boşaltıp Çorum
merkeze taşındıkları eve geçtiler. Önce Arifin Ali kayboldu ortalardan.
Yılların yorgunluğundan kamburlaşmış beliyle Hediye Bibi'yi görürdüm bazen.
Sonra O da kayboldu, daha niceleri gibi...
Allah hepsine rahmet eylesin.
Suat ZOBU
Bibi:
Uzaktan akraba yaşlı kadın
Partal:
Palavra
Şekir:
Şakir
Tırsmak:
Korkmak, çekinmek
Tiyatora:
Tiyatro, gösteri
---