.

AD BANNER

Yerliköye Yağmur Yağardı

 

Yerliköy’e Yağmur Yağardı

--------- 

Köyüme şiir yazmadan olur mu?

Doğduğumuz, büyüdüğümüz, çocukluğumuzun geçtiği yer unutulur mu?

Hani bülbül dermiş ya "İlle vatanım, ille vatanım" diye.

 

Sonra serbest bırakınca gitmiş bir çalı dibine konmuş.

Aşağıdaki şiir "BENİM KÖYÜME" ithafımdır:

Çorum / İskilip / Yerli Köyü'ne

---------- 

Y E R L İ K Ö Y 'e yağmur yağardı,

E kinler yeşerir,

R engarenk çiçekler açardı.

L imon sarısıydı

İ ğde çiçeği,

K ırmızı gelincikler

Ö yle güzeldi ki. Ve…

Y ağmur yağardı Yerliköye.

 

Yağmur yağardı çisil çisil

Islansak da umursamazdık

Yağmur bereketti, yağmur mutluluk

Damla damla düşerdi

Damlalar küçük derecikler oluşturur

Akardı Tekke Çayı'na

Sonra Kızılırmak’a

Oradan sonsuz denizlere ulaşıp

Buhar olur

Yağardı

Yerliköy'e yağmur yağardı

..

Bahçelerimiz vardı köy önünde

Çok kişinin de bağı

Elma, armut, zerdali

Bağ bekçisi Müggat Dayı

Köy Bekçisi Arif’in Ali

Üzümler olurdu

Kara üzümler

Pekmez kaynatır

Şırasına ekmek banardık

Doğaldı her şey

Tavuklar gıdaklar

Sabah horoz sesi

Herkesin evinin önünde

Küçük bir bahçesi

Karaağaçlı Dere’den karaçalı keser

Getirirdik

Kenarına çit yapar

Maydanoz, tere, marul,

Domates, biber ekerdik

Ektiğimize değerdi

Yerliköy'e yağmur yağardı

..

Yemekler yapılırdı sulu yemekler

Varsa salata

Kaşık yerine

Ekmek sohumu

Güz geldi mi tarlalar sürülür

Dıhızına ekmezdik tohumu

Önce karasabanlar

Kağnılar vardı

Tırpanla biçilirdi ekinler

Bildiğimiz o kadardı

Sabahları erken sapa gidilir

Çayır Harman’dan bağlara kadar

Harmanlar olurdu

Düven sürerdik sabahtan akşama

Dön babam dön

Önemli değildi yön

Her harmanda birer haymalık

İçi serin,

Çam seneklerde buz gibiydi sular

İnsanlar birbirine yardım ederdi

İmece derlermiş başka yerde

Herkes gönüllü giderdi

Yağmur da yağardı;

Yerliköy’e dostluk yağardı

Sonra traktörler

Sonra makineler çıktı

Ekinleri biçer-döğerdi,

Yerliköy'e yağmur yağardı.

..

Ne yol vardı ne iz,

Çayır Harmandan giden yol,

Adam yutacak kadar çamur,

İskilip’e Dokuz Gedik’ten giderdik.

Nerde araba, yürürdük,

Yürürdük Hacıbayram'ın altından,

Köye kadar,

Üşenmezdik.

Çankırı Yolu yapıldı neden sonra,

Bir gün makinalar geldi,

Adına greyder derler;

Yardı Konağın önünden,

Killik Burun'dan,

Çocuğuz ya seyire koştuk.

Derelerden tepelerden

Köyün yolu bağlandı

Çankırı yoluna.

İskilip’in pazarı Çarşamba,

Bayat pazarı Cuma’ydı.

Bayat küçüktü,

Köydü sanki,

İskilip daha büyük.

İskilip demezdik ki biz

O hep "Şeğer"di,

İskilip’e daha çok yağsa da,

Yerliköy'e yağmur yağardı.

..

Bahar gelir, yaz gelir, kış gelir,

Günler kısalır uzardı.

Kar yağardı, dolu yağardı,

İlla ki Yerliköy’e yağmur yağardı.

Yılgınlağa'da mantar biter,

Kaynarca'da semirtlek,

Yol boylarında madımak vardı.

Tekecen, karavuk, yemlik toplanır,

Katık olurdu yufkaya.

Türbeden Güneş doğar,

Asma Tepesi'inden batardı.

Aydoğan'dan Ay doğardı.

Yerliköy'e yağmur yağardı.

..

Her evin tavuğu, culuğu, badısı,

Herkesin birkaç ineği,

Bir-iki kömüşü,

Üç-beş koyunu vardı.

Eski'nin İrbaam: Davar güderdi

Askere gideceğinde görmüş Bayat’ı

Hiç unutamaz

“Bayat da Bayat’mış haa” derdi

Arifin Ali sığır da güttü

Hediye'nin Omar dana çobanıydı

Çocuklar kuzu güder

Kadınlar inek koyun sağardı

Yerliköy'e yağmur yağardı.

..

Kar yağardı

Kışın daha soğuk olurdu

Sobalar yanardı harıl harıl

Önce yakar

Sonra harradan geçerdi

Evler ısı yalıtımsız

Rüzgar bir yandan girer

Öbür yandan çıkardı

Yaz demez kış demez

Güneş doğar

Karanlığı boğardı

Yerliköy'e yağmur yağardı.

..

Yerliköy'e yağmur yağardı

Bazen de yağmazdı

Karaoğlan Kırı’nda ekinler sararır

Külfüyük’te mercimekler solar

Arap Kırı’nda arpalar kurumaya yüz tutardı

Sarayburun'dan Bekirağa'ya

Mezarlık'tan Kaynarca'ya

Giden yolların tozu göğe yükselir

Domuz Gölü’ndeki tarlalar

Ayak sığacak kadar yarılırdı.

Çoğu zaman

Sırtında cübbesi

Başında bembeyaz sarığı

Her zamanki saygınlığıyla

İpek Efendimiz en önde

Türbe'ye yağmur duasına çıkardık

Birkaç kurban kesilir

Kazanlarda bulgur pilavı

Et pişerdi

Hiçbir zaman doyasıya yiyemezdik,

Ama pilav güzeldi.

Allah’a yalvarır, yakarırdık,

Göğe bir bulut ağardı;

Yerliköy'e yağmur yağardı.

..

Nerde doğalgaz, nerde yakacak

Karakaya’dan kömür getirir

Yılgınlık’tan yılgın keser

Kışın yakardık

Habire pınsırdı namussuz

Yerliköye yağmur yağardı

Sel gelirdi Tekke Çayı’na

Ya da Bayat Çayı’na

Selinti toplardık

Yoktu, yoksuldu Yerliköy

Pirinç ekilirdi ırmağa

Ekerken dertti, biçerken soğuk

Son güz olurdu, kırağı düşer

Asma’ya duman ağardı

Yerliköy'e yağmur yağardı

..

Yerliköy'e yağmur yağardı

Binlerce kez yağdı

Yağdı...

Bizler de birer yağmur tanesiydik aslında;

Damla damla yağdık.

Kimimiz küçük dereciklere karıştı,

Aktı gurbetlere;

Kimimiz toprağa...

............................

Bir varmış, bir yokmuş,

...Biri varmış, biri yokmuş;

......Az da olsa,

.........Yerliköy'e,

............Hala

...............yağmur

..................yağarmış...

 

       Suat Zobu

 

.