Bazılarınız
bilmeyebilir ama Yerliköy'deki her evde öyle şakır şakır sular akmazdı. Su
kıttı o zamanlar. Karşı kuyu dediğimiz yerden bir su çıkardı. Acı mı acıydı. Aslında kuyuya benzer bir şey de yoktu ama Acı Kuyu diyorlardı işte. Belki de eskiden kuyu vardı kim bilir..! Bizim gördüğümüz, büyükçe yalpık bir
taşın altından kaynayan suyun çevresi biraz kazılmış, etrafına taşlar dizilmiş, kovaların
sığacağı kadar derin olan bir çukurluktu. Kadınlar o çukurdan kovalarla suyu
alırlar, çamaşır yıkarlardı. Analarımız orada bizi az çimdirmedi, onlar çamaşır yıkarken biz az oynamadık oralarda...
Eskilerde bu suyun bir kısmı köyün girişine, Dilaver'in evinin alt tarafına kadar getirilmiş oraya bir çeşme yapılmıştı. O çeşmenin illa ki bir adı vardı ama şimdi unuttum (Acı Pınar). Su seviyesi kurtarmadığı için olsa gerek çayın kenarında oldukça düşük kottaydı. O yüzden ikide bir sel basar, çeşmenin etrafını millerdi. Sonra o çeşme iyice kayboldu gitti. Daha sonra gene Karşı Kuyu'nun suyunu getirerek Akyavan'ın evinin oraya bir çeşme yaptılar. Buradaki 3-4 oluğa dolan sularla da hayvanlarımızı sulardık. Bir çeşme de Sellektör'ün orada vardı. Oradan da hayvanları sulardık.
Eskilerde bu suyun bir kısmı köyün girişine, Dilaver'in evinin alt tarafına kadar getirilmiş oraya bir çeşme yapılmıştı. O çeşmenin illa ki bir adı vardı ama şimdi unuttum (Acı Pınar). Su seviyesi kurtarmadığı için olsa gerek çayın kenarında oldukça düşük kottaydı. O yüzden ikide bir sel basar, çeşmenin etrafını millerdi. Sonra o çeşme iyice kayboldu gitti. Daha sonra gene Karşı Kuyu'nun suyunu getirerek Akyavan'ın evinin oraya bir çeşme yaptılar. Buradaki 3-4 oluğa dolan sularla da hayvanlarımızı sulardık. Bir çeşme de Sellektör'ün orada vardı. Oradan da hayvanları sulardık.
Bir de Caminin önünde Çalhama diye bir çeşme vardı. İnsanlar günlük kullanım için su alırlardı sırayla. İçme suyu olarak mezarlığın yanındaki tatlı kuyudan su çekilirdi
(Sonradan öğrendik ki, o su aslında pek de tatlı bir su değilmiş). O kuyuda da
analarımız ne çok sıra beklemişler, hep anlatırlardı.
Bizim Yerliköy su yönünden şanslıydı gene de; Üçdam, Suylan, Yarımca gibi köyler Irmak
suyu (Kızılırmak) içerlerdi.
Yetmişli
yılların başında Dorukseki Köyünün üstlerinden, ormandan Güllevik Suyu geldi.
Bizim köyle birlikte 8-10 köy içme suyuna kavuştu. Bizim köyde YSE üç tane
çeşme yaptırmıştı Güllevik Suyu akan. Bu çeşmelerden helkelerle su taşırdı
kadınlar. Suyun evlerdeki musluklardan akması daha yeni, kaç yıl oldu şunun
şurasında?
Elektrikle,
telefon da yoktu o zamanlar. Gene Yetmişli yıllarda bir PTT Acentesi açıldı
bakkal dükkanına. Tek hatlık bir telefon bağlandı. Dışarıdan telefon geldiğinde
Rahmetli Mustafa Dayı (NOS) çağırtırdı arananları. Ya da bir yeri
arayacağınızda saatlerce beklerdiniz bağlansın diye.
Elektrik
bile 1979 yılında geldi. Geldi ama ha bire kesilirdi, saatlerce günlerce
elektrik gelmezdi. Yerliköy
Suat Zobu