Ne zaman
düşünsem bir hoş olurum
Nedir bu
bilinmez sırrın İskilip.
Görür
görmez seni sarhoş olurum,
Apayrı
gönlünde yerin İskilip.
Sanki
insanların ballar peteği,
Her karışın
evliyalar otağı,
Asırlardır
ilim irfan yatağı
Cehaletle
cihat zorun İskilip.
Tertemiz
bakımlı bağlar sendedir,
Arşa kafa
tutan dağlar sendedir,
Tarihin
ışığı çağlar sendedir,
Sonsuza dek
süre nurun İskilip.
“Ulu Çay”
baharda coşar bulanır,
Bellerine
Kızılırmak dolanır,
Ovaların
kana kana sulanır,
Gani gani
sende ürün İskilip.
Oğuz
Türkmen kokar gonca gülünde,
Bir tatlı
şivedir döner dilinde,
Cenneti
soludum “Elma beli”nde,
Yeşil “Kırk
kızlar dan berin İskilip.
Çıktım
kalene de baktım karşına,
Ahilik
mirası eski çarşına.
Doyum olmaz
dolman ile turşuna,
Kimdir
sanatında pirin İskilip.
Ham demire
tav vermede körükçün,
Merkep alır
merkep satar çerikçin,
Kunduracı
oldu çıktı çarıkçın,
Helâldir
kazancın kârın İskilip.
Olsaydı
senin de bir işlek yolun,
Böyle mi
kalırdı böyle mi halın.
Aslında
doğrulmaz değil de belin,
Dinmez mi
figanın zarın İskilip.
Aşa geldin
nice nice sorunu,
Muştulara
gebe gördüm yarını,
Ahalin var
“Ebu-s Suud” torunu,
Derinsin
manada derin İskilip.
Ey İskilip
sen ne kutsi yöresin,
“Şeyh
Muhiddin Yavsilere” göresin,
Toprağında
alperenler töresin,
Saymakla
biter mi erin İskilip.
“Süleyman”
elinde mühür olasın
Her bir
yanın mamur mahir olasın
Kaza
kalmayasın şehir olasın,
Yakışır
şanına şirin İskilip.
KURTOĞLU’YUM
gözlerimin nurusun,
İskilip’im
seni Mevlâ korusun,
Dünya var
oldukça namın yürüsün,
Bol olsun
yeşilin narın İskilip.
23-Eylül–1999-Çarşamba
Âşık Rifat
KURTOĞLU ÇORUM